Günlük Burç Yorumları

4 Ağustos 2011 Perşembe

Krem Şantili Revani Tarifi

Malzemeler 

3 yumurta3 kahve fincanı şeker3 kahve fincanı yoğurtYarım paket kabartma tozu3 kahve fincanı irmik3 kahve fincanı sıvı yağ3 kahve fincanı unVanilyaArzuya göre içine ceviz, fındık koyabilirsiniz

Şerbeti için;

3 su bardağı su3 su bardağı şekerLimon

Üzeri için;

Hazırlanışı 

Tüm malzelemeri hamur haline getirip yağlanmış fırın kabına döküp üzeri kızarıncaya kadar 170 derecedeki fırında pişiriyoruz. Pişen revaniye önceden hazırladığımız şerbeti döküp soğumaya bırakıyoruz. Soğuduktan sonra üzerine krem şantiyi sürüp bol fındık veya arzuya göre fıstık ya da cevizle süslüyoruz. Afiyet olsun.

Pandispanya Tarifi İki Ayrı Yöntemle

Pandispanya (panda espana)
Pandispanya, kek ve pastalar için çok kullanılan esas maddedir. Türetilebilen ana uygulamadır.
Anahtar ölçü:
1 yumurta için; 25 g şeker ve 30 g undur. (25 cm çapındaki yuvarlak pasta kalıbı veya tepsi için)
ölçüler:
*Yumurta:8 adet
*Un: 240 g
*Toz şeker: 200 g
* Limon kabuğu rendesi yarım çay kaşığı
*Vanilya
*Altlık parşömen kağıdı

Pandispanya 2 yöntemle hazırlanır.
I. Yöntem
1. Pasta kalıbının dip kısmı kâğıtla kaplanır. Kenarlarına çıkıntı yapmaması, düzgün olması gerekir. En iyisi fırın tepsisine, kâğıt üzerine oturtulan çember kalıplardır.
2. Un, vanilya elenerek hazırlanır.
3. Yumurtalar yumurta tenceresine kırılarak hazırlanır. Şeker konur. Yumurta teli veya mikser ile ılık bir yerde yumurtalar koyulaşıp 2-3 katı kabarıncaya kadar çırpılır. Telden damlayan yumurta şeker karışımının hemen kaybolmaması kıvama geldiğini gösterir.
4. Limon kabuğu rendesi ilâve edilip 8-10 saniye de onunla çırpılır, elenerek hazırlanan un ve vanilya ilâve edilir. Çırpmadan, devamlı dip tarafını üste çıkararak karıştırılır. Un tamamen kaybolunca hazırlanan kalıbın yüzüne kadar doldurulur, yayılır.
5. Önceden ısıtılmış 180°C derecelik fırında, ortalama 40-45 dakika, kapağı açılmadan pişirilir.
6. Fırından çıkarılır, 10 dakika kadar bekler. Kenarları ince keskin bir bıçakla kalıptan muntazam bir şekilde kurtarılır. Tel ızgara veya tahta ızgara üzerine ters çevrilir. Kâğıttan, ucundan kaldırılarak kurtarılır.
Not:
1. Pastanın renkli olması istenirse una 1 yemek kaşığı koyu kakao veya 2 yemek kaşığı açık kakao karıştırılıp öyle elenir.
2. İstenirse un konurken, unla beraber çok ince çekilmiş 1 su bardağı fındık veya ceviz içi de konulabilir. Fazla çikolatalı olması istenirse makineden geçirilmiş çikolata konabilir.
3. Pastanın piştiğini anlamak için kürdan saplanır. Kürdan hamurlu çıkarsa pişmemiş, kuru çıkarsa pişmiştir. Şayet içi henüz pişmeden üzeri fazla kızarmağa başlarsa üzerine alüminyum folyo veya parşömen kâğıdı konarak fazla kızarması veya yanması önlenmiş olur.

2. Yöntem
1. Pasta kalıbı veya tepsinin dibi kağıtla kaplanır. Ayrıca, un vanilya ile elenip hazırlanır.
2. Yumurtanın akları ile sarılan ayrı ayrı çırpma kaplarına konur.
3. Yumurta sarılarına şeker ve limon kabuğu rendesi ilâve edilerek mikser yardımı ile 2 katı kabarıp rengi iyice açılmcaya ve kıvamı koyulaşmcaya kadar çarpılır.
4. Diğer tarafta yumurta akları da kar hâline gelinceye kadar çırpılır. Yumurta teli kaldırıldığı zaman üzerinde kalmalı, akmamalıdır.
5. Aklara, sarılar ve un ilâve edilerek hepsi birlikte çırpmadan, alt taraftakiler devamlı üst tarafa çekilerek kanştınlır. Tamamen kanşınca hazırlanan kalıbın üstüne kadar doldurulur. Önceden ısıtılmış 180°C derecelik fırında 40-45 dakika kapağı açılmadan pişirilir. Çıkarılır,10 dakika beklenip keskin bir küçük bıçakla kenarları kurtarılır. Ters çevrilip kağıt çıkarılır. Tel veya tahta ızgara üzerinde soğutulur ve kullanılır.
Not:
1. Bu tip pandispanya, pasta için kullanılır. 8-10 saat önceden yapılıp dinlendirilirse pasta daha başarılı olur.
2. Bu yöntem ile hazırlanan pandispanya diğerine nazaran daha çok kabarır.

Bu sayfa için yorum yazın

Yaz Tatlısı Tarifi


Malzemeler

Alt taban için;

3 su bardağı süt3 yemek kaşığı nişasta1 su bardağı şeker

Arası için;

Üstü için;

3 su bardağı meyve suyu (karışık,vişne veya istediğiniz bir meyve suyu)3 yemek kaşığı nişastaİsteğe göre 1 çay bardağı şeker katılabilir

Hazırlanışı

Önce süt, şeker ve nişasta güzelce karıştırılır ve pişirilir.Küçük boy bir tepsiye dökülür, üzerine bisküviler dizilir. Meyve suyu, nişasta ve  şeker(isteğe bağlı) karıştırılarak pişirilir ve bisküvilerin üzerine dökülür. Soğuduktan sonra buzdolabında 2 saat bekletilir. Afiyet olsun.

Bıldırcın Kebabı

1 Adet Bıldırcın, 30 gr Tereyağı,
1 Yemek Kaşığı Krema,
1 Yemek Kaşığı Un,
1 Adet Bostan Patlıcan,
1 Tutam Tuz,
2 Yemek Kaşığı Salça,
1 Tutam Karabiber.


Öncelikle bıldırcınları kemiklerinden ayırın, patlıcanın içini oyun ve bıldırcını patlıcanın içine koyun ardından tepsiye dizin. Ölçüsü verilen tereyağını bir tencerede eritin sonrasında içine unuda koyarak bir süre kavurun. Un kavrulduktan sonra tuz, karabiber, krema ve et suyunuda ekleyerek bir süre kaynatın. Yaptığınız karışımı bıldırcın kebabının bulunduğu tepsiye koyarak üzerini folyo kağıtla sarın ve 200 derecede ısıtılmış fırında pişirin. Daha sonra afiyetle servis yapabilirsiniz.

10 Temmuz 2011 Pazar

deprem ve sigortası








Bugün Simav'daki depremden kaçan bir hasta ilaçlarını yazdırmak için başvurdu.
"Geçmiş olsun, eviniz hasar gördü mü?" diye sordum
"Bizim eve depremde sağlam kaldı da yandaki ev bizimkinin üzerine yıkıldığından hasar oldu" dedi
"DASK'ınız var mıydı bari, hasarınız ödendi mi?" diye sordum
"Vardı, bilirkişi 13 000 lira masraf çıkarttı, DASK 1900 lira gönderdi, indirimi mi ne varmış. Geçen depremde de vardı DASK. O zaman da biraz hasar olmuştu, sıvalar çatladı, başvurduk para vermediler. Komşunun da aynı durumdaydı, onlara 450 lira badana parası gönderdiler. En iyisi özel sigortalar. Onlar hasarınızı tamir ettirin faturayı getirin demişler" dedi



"Devlet yardım etti mi?" diye sordum
"Devlet Adapazarı depreminde DASK'ı olmayanlara kredi verilmeyecek demişti ama orta hasarlı herkese DASK'ı olsun, olmasın 12 bin lira güçlendirme kredisi veriyor. Bizim binanın alt katları orta hasarlı, alt katları az hasarlı diye raporlanmıştı. Meğer öyle olmazmış: Bütün binanın aynı hasar derecesinde olması gerekiyormuş. Biz de hepsini az hasarlıya çevirttik." dedi


"Neden orta hasarlı kaydettirip parayı almadınız?" diye sordum
"Parayı veriyorlar ama bir sene sonra gelip bakıyorlar güçlendirme yapmış mısın diye. Yapmamışsan o katı yıkıyorlar ve yerine yenisini de bir daha yapamıyorsun. Bizim binanın sadece güçlendirme projesi 10 000 lira tutuyor, nasıl yapalım" dedi



"Kızılay'ın desteği nasıldı?" dedim
"O eksiksizdi. Hemen geldiler, çadırlar seyyar tuvaletler kuruldu, yemek çıktı, çay ocakları oluşturuldu. Gelgelelim geçen hafta aniden gittler. Millet hala sokaklarda, çadırlarda, herkes çok gergin, Allah kimsenin başına vermesin" dedi

31 Mayıs 2011 Salı

mezbaha











Bugün kesimhanede çalışan bir hastaya
"İşkembeleri nasıl temizliyorsunuz, kimyasal madde kullanıyor musunuz?" diye sordum
"İşkembeleri temizleyen bir makine var, 7-8 dana işkembesini atıyorsun, sıcak suyla döndürerek içinde ne varsa döküyor, beyaz oluyor. Kimyasal biz kullanmıyoruz ama kullananlar var.Kostik kullanıyorlar, o zaman kar beyaz oluyor, millet de onu daha temiz sanıyor" dedi
"Hayvanlar elle mi, makineyle mi kesiliyor" diye sordum
"Büyükbaşlar makineyle kaldırılıyor, elle kesiliyor" dedi



"Nasıl kaldırılıyor" dedim
"Ölüm yolunda hayvanlar tek sıra oluyor. Duran, gitmek istemeyen olursa ucu açık kabloyu kıçına değdirdin mi fırlayıp gidiyor. Sırası gelen, tek hayvanlık kabine giriyor. Kabin hayvanın kıpırdayamayacağı kadar dar ve rampa yukarı. Arkadan kapağı azcık açtın mı ayağı dışarı kayıyor. O kayan ayağa kelepçeyi taktıktan sonra makine tek ayağından çekerek tepetaklak ediyor, sonra bıçağı vuruyorsun" dedi


"İthal hayvanlar da kesiliyor mu sizin orda?" diye sordum
"Tabi daha yeni 10 000 koyun geldi Avustralya'dan, bir sürüsü telef olmuş yolda. Bir de angus kesiyoruz. Bu anguslar bizimkiler kadar cüsseli değil ama nedense çok sinirli hayvanlar, çok zorluk çıkartıyorlar" dedi

12 Mayıs 2011 Perşembe

canlı ahtapot








Geçen hafta evimizde misafir ettiğimiz bir Amerikalı ile Uzakdoğu yemeklerini konuşuyorduk. Söz böceklerden açıldı. Tayland’da kızarmış hamam böceğini denemiş ama hiç sevmemiş, midesi bulanmış.
“Esas Kore'de yediğimiz canlı ahtapot güzeldi” dedi
“Nasıl canlı?” diye sordum
“Bayağı masaya canlı bir ahtapot getiriyorlar, kolunu satırla ufak ufak doğruyorlar. Birer lokmalık parçalar tabakta hareket etmeye devam ediyor. Çubukla yakalayıp yanında getirdikleri çok güzel bir sosa banıp ağzına atıyorsun. Ağzının içinde de hareket etmeye devam ettiğinden çok iyi çiğnemen lazım ki vantuzlarıyla boğazına yapışmasın. Bu nedenle her sene pek çok Koreli hayatını kaybediyormuş” dedi


“Çok vahşiymiş” dedim.
Kız arkadaşı:
“Ben yiyemedim. Önce hareket etmesi durursa yiyeceğim dedim, ama dokununca yine hareket etmeye başladı, ben de bıraktım” dedi
“Tadı nasıldı peki?” diye sordum
“Aynı pişmiş ahtapot tadı ve dokusu, sadece biraz daha tuzlu ve daha sert, ben beğendim, güzeldi” dedi