Günlük Burç Yorumları

22 Ocak 2010 Cuma

DASK





Bugün soğuk algınlığı yakınmalarıyla başvuran bir hastaya istirahat vermek için ne iş yaptığını sordum.
"Sigortacıyım" dedi
"Alım satım kredi gibi zorunlu durumlar dışında hiç Dask* yaptıran oluyor mu?" diye sordum.
"Evet var. Biz de yaptırdık, hatta babam poliçeyi deprem çantasına yerleştirdi" dedi



"Poliçeyi kaybedersen hak kaybı olur mu?" diye sordum
"Olmaz ama deprem büyük olursa bütün şirketler bilgisayarlar gidebilir. Elinde yazılı belge olması her zaman iyidir." dedi
"Bana deprem olursa sanki hükumet sigortasızların zararını karşılayıp, sigortalılara siz paranızı sigortadan alın diyecek gibi geliyor" dedim


"Evet olabilir. Ancak sigortadan faydalanmak için evin tamamen yıkılması gerekmiyor. Son depremlerde herkesin mutfağındaki banyosundaki fayanslar dökülmüş. Biz Dask'tan çok fayans tamiri ödedik" dedi


"Oturduğum apartmana toplu sigorta yaptırırsak yüzde 20 indirim yapıldığını söyleyen bir ilan asmışlar" dedim
"Evet, ama tüm dairelerin eksiksiz katılması lazım. O zaman blok olarak giriş yapıyoruz ve gerçekten % 20 indirim var" dedi

Fotoğraflar Haiti depreminden

*zorunlu deprem sigortası

19 Ocak 2010 Salı

köpek kısırlaştıma



Bugün işe başlamak için rapor almaya gelen bir veterinere daha önce nerede çalıştığını sordum.
"Bir belediyeye ait hayvan barınağında çalışıyordum" dedi
"Ne yapıyordunuz orada, aşılama falan mı?" diye sordum
"Kısırlaştırma yapıyorduk. Her gün en az 3-4 tane yapıyorduk" dedi



"Nasıl yapıyorsunuz, tüplerini mi bağlıyorsunuz?" diye sordum
"Hayır karın operasyonuyla rahim ve yumurtalıkları tamamen alıyoruz" dedi
"Neden tüpleri bağlamıyorsunuz? Rahim ve yumurtalıkları almak hem hayvanlara eziyet, hem de daha büyük komplikasyona davetiye olmuyor mu?" diye sordum



"Haklısınız, ben de önerdim ama nedense kabul etmediler. Ne derlerse onu yapmak zorundasın" dedi
"Başıboş köpeklerin uyutulduğu oluyor mu?" diye sordum



"Resmen değil ama bazen psikolojisi çok bozuk hayvanlar oluyor. Diğerlerine saldırıyor parçalıyor, onlara uygulanıyor" dedi


Selçuk Belediyesinin veterinerlik çalışmaları ile ilgili fotoğrafı bu siteden aldım.

18 Ocak 2010 Pazartesi

tekel işçileri






Geçen hafta öksürük yakınması ile başvuran bir hastayı muayene ettikten sonra
"Ciğerlerinizi fena üşütmüşsünüz?" dedim
"Ben otobüs şöförüyüm. Geçende Tekel işçilerini Ankara'ya götürdüm, çok soğuktu, orda üşüttüm" dedi




"Kaç otobüs gittiniz?" diye sordum
"O sefer 70 otobüs gittik. Yarın da 50 otobüs daha gidiyoruz" dedi
"Bir otobüs Ankara'ya kaça gidiyor, parayı kim ödüyor?"diye sordum
"Otobüsüne göre 3 milyar civarında gider. Sendika ödüyor. Çok büyük bir sendika, 150 bin kişiden ayda 70 lira alıyor" dedi
"Nasıl gördünüz işçileri?" dedim
"Valla kararlı ve sinirli görünüyorlar.



Dün de Bostanlı'ya götürdük, körfez vapurunu işgal ettiler. Kaptan hemen ellerini kaldırdı, ben de işçiyim dedi teslim oldu. O kadar çok adam bindi ki vapur yana yattı. Kaptan açılırsak batarız, kimse kurtulamaz dedi, saatlerce kıyıda kaldılar" dedi

Ciğerlerindeki enfeksiyon için Klavulanik asit 1 gr tb yazdım ve yakınmaları geçse dahi antibiyotiklerini bitirmesini tembih ettim.


16 Ocak 2010 Cumartesi

höşmerim






Bugün Balıkesir doğumlu yaşlı bir hanımı muayene ettikten sonra
"Bu Balıkesir'in höşmerimi eskiden de meşhur muydu, sonradan mı icat edildi?" diye sordum.
"Ben kendimi bildim bileli vardı, ama böyle plastik kaplarda değildi.



Bütün bakkallarda satılırdı,tepside olurdu. Babamızdan para aldık mı doğru bakkala gider 1 kuruşluk isterdik. Bakkal bir parça kağıdın içine koyardı, parmağımızı batıra batıra yerdik."
dedi




"Siz evde de yapar mıydınız?" diye sordum
"Yok benim çevremde yapan yoktu. Ben bir kere denedim yapmayı, güzel olmadı, beceremedim" dedi

Son fotoğraf Havranlı Höşmerim Ustası

12 Ocak 2010 Salı

dişçi berberler









Geçen hafta böbrek ağrısı ile başvuran bir hasta bugün tahlillerini almaya geldiğinde ağrısının nasıl olduğunu sordum

"Doktoru görünce kendiliğinden geçti. Eskiden de dişimiz ağrırdı, berberi görünce anında geçerdi" dedi

"Dişlerinizi berber mi tedavi ediyordu?" diye sordum





"Tabi, ben köylük yerdenim. O zamanlar, bundan 50 yıl önce dişçi nerdee. Dişi ağrıyan köyün berberinin önünde sıraya girerdi." dedi

"Çekmekten başka bir tedavi uygular mıydı?" diye sordum

"Yok, kerpetenle tutup çeker, kanayan yere de ufak ilçasız bir pamuk koyar, tamam!" dedi






"Kökü çıkartamazsa ne yapıyordunuz?" dedim

"O zaman şehre gidince diş doktoruna gideceksin. O zaman doktor vizitesi 3 lira. Kim bulacak o kadar parayı. Berber bir çay parasına çekerdi. Çay da, saç traşı da, diş çekme de beş kuruştu. Sakal traşı 2,5 kuruştu" dedi

"Berber de pek ucuzmuş" dedim

"Berber dediğim öyle lisanslı, usta biri değil ki, köyde o işi kendine iş edinmiş bir adam. Arkayı toparla, yanları al yok. Önüne oturtup makineyle kırkıyor. Beş kuruş da az değildi. Babam 5 kuruş harçlık verirdi. 2,5 kuruşunu okulda çömleğe atar, 2.5 'unu harcanırdık." dedi






"Çömleğe niçin para atıyordunuz?" diye sordum

"Çömleğin yanında defteri vardı. Öğretmen herkesin attığı parayı oraya işlerdi. Sene sonunda çömlek kırılır herkesin birikmiş parası kendisine verilirdi. Bizi tasarrufa alıştırmak için yapardı.
Allah rahmet eylesin, çok iyi bir öğretmendi." dedi



Fotoğraflar Hindistan'daki sokak dişçileri

8 Ocak 2010 Cuma

sigara zamları





Bugün tırnak mantarı nedeniyle başvuran bir bakkala
"Sigaraya zam gelince elinizdekiler ne oluyor?" diye sordum
"Elimizdekilere zammı uyguluyoruz, aradaki fark bize kalıyor, ama bu sene elimde hiç sigara yoktu. Param olmadığından alamadım.
Geçen sene kredi çekip 1ooo liralık almıştım, o zaman iyi bir kar olmuştu. Sigaraya zam geleceğini duyanlar rafları boşalttılar, zamdan önceki hafta şirketler gelmeyi bırakıyor satışları durduruyorlar. O yüzden sattığım sigaralardan gelen parayla zamdan sonra mal alabildim" dedi



"Zammı geri çekince aradaki farkı geri veriyor mu şirketler?" diye sordum
"Hayır onlar kara da, zarara da karışmıyor. Baktılar satışlar bıçakla kesilmiş gibi durdu, indiriverdiler fiyatı. Zaten her gelen almıycaz bırakcaz, en ucuzunu ver demeye başlamıştı. Çok zarar ettim bu sefer. Zaten kazandığımız bir para yok. Mahalle bakkalının tek satışı bira, sigara, ekmek. Başka mal almaya para da yok. 5000 lira kredi çekip mal alıyorum, yavaş yavaş sattıkça borcumu bankaya ödüyorum. Kar mı ediyoruz zarar mı ben de bilmiyorum" dedi



"O zaman zamdan önce sigara stoklayanlar büyük para kazanmışlardır" dedim
"Evet 30-40 bin liralık sigara alan tanıdıklar var. Kimisi de zam geleceğiniz duyunca elindeki sigaraları kaldırdı, ama ben yapamadım. Haram para olur dedim, hepsini sattım" dedi

Tırnaklardaki mantar tedavisinin uzun, en az üç ay sürdüğünü ve arada karaciğer testi kontrolü yapmamız gerektiğini anlatarak Itrakonazol kapsül reçete ettim

Fotoğraflar Brezilya Kanada ve İngiltere'den sigara paketi üzerindeki uyarı resimleri

6 Ocak 2010 Çarşamba

tiyatro





Bugün bir tiyatrocu grip aşısı olmak için başvurdu.
"Nasıl tiyatroda bu sezon işler?" diye sordum
"Berbat! Ekonomik krizin üzerine domuz gribi de bizi çok kötü vurdu. Sağlık Bakanlığı Ekim ayında sinemaya tiyatroya gidilmemesi konusunda bir uyarı yaptı. Bizim izleyiciler de genel ortalamanın üzerinde bilinçli, sağlığına dikkat eden kişiler olduğundan uyarılara uydular herhalde.


Güzel bir oyun da çıkmıyor son zamanlarda. Türk toplumunun değişimini oyunlardan izleyebilirsiniz, feci durumdayız." dedi
"Nasıl yani, bir örnek verir misiniz?" dedim
"Mesela 1980'lerin tek kişilik gösteri starı Ferhan Şensoy'du, '90 larınki Cem Yılmaz.



Değişimi üç açıdan görebilirsiniz:
Bir, içerik nerelerden nereye geldi, iki bilet fiyatları şimdi eskinin 4-5 katına çıktı, üç kazanılan paranın nasıl ve nereye harcandığı. Ferhan Abi kazandığı bütün parayı aslında devletin Tiyatro Müzesi olarak koruyup restore etmesi gereken Ses Tiyatrosuna harcadı.




İstanbul'a giderseniz kapısına bakın, orada bir plaket asılı:

"SES TİYATROSU 1885

Bu tiyatro Ferhangi Şeyler oyununu izleyen 112 000 Anadolu seyircisinin paralarıyla onarılmıştır"

yazıyor"
dedi

İlk fotoğraflar Ses Tiyatrosu